Kelimeler, cümleler, anlatmalar, konuşmalar, paylaşmalar, paylaşılanlar....
Nereye koysan, nereye atsan, neyi okusan, neye baksan bir his vardır gitmez. Gitmemesi için gelmiştir zaten. İnsan olarak her şeyi sonuçlandıracağız, geçireceğiz, başaracağız yaaaa. Oturamayız onla, dinlemeyiz onu. Sonuçta, sonuç diye, içten , dıştan, sesli, sessiz çığlık atar dururuz. Bunları bilerek, deneyimleyerek, nefesimi farketmek, sadece oturmak iyi geldi bana. Misafir etmeyi öğrendim onları. Meditasyon karşılığı kendimle oturmak bende. Bugünler kalbim bir yerlerde atarken sürekli, biraz meditasyon aktarmak istedim yine kendi alanımdan, okuduklarımdan, deneyimlediklerimden.
“Meditasyonda, düşüncelerinizi, bir gölgenin nesnesinin peşinden koştuğu gibi kovalamayın. Düşüncelerinizin arkasından koşmayın. Neşe ve huzuru tam bu anda bulun. Bu sizin kendi zamanızdır. Bu oturduğunuz nokta sizin kendi noktanızdır.
Meditasyon sırasında çeşitli duygu ve düşünceler baş gösterebilir. Nefesin farkındalığını uygulamazsanız bu düşünceler kısa sürede sizi farkındalıktan uzaklaştıracaklardır. Ancak nefes sadece bu tür düşünceleri ve duyguları kavramanın aracı değildir. Nefes, beden ve zihni birleştiren ve bilgeliğe giden kapıyı açan bir araç olmaya devam eder. İçinizden bir duygu veya bir düşünce yükseldiğinde, nefese yoğunlaşmaya devam ederken duygu ve düşünce doğal olarak akıldan geçse bile, niyetimiz onu kovalamak olmamalıdır. Niyet onu kovalamak, ondan nefret etmek, onun hakkında endişelenmek veya ondan korkmak değildir. Sadece var olduklarını kabul etmektir.”
Meditasyon yaptıkça, kendimizle oturdukça...
• Sezgisel haraket etmeye başlıyoruz.
• Daha esnek oluyoruz.
• Olayları olduğu gibi kabul edip çözüm odaklı oluyoruz.
• Daha maceracı oluyoruz. Hayatta kalmaktan, hayatı yaşamaya çeviriyoruz.
Meditasyonun beyin yapısını değiştirdiği kanıtlanıyor. Araştırmaları yapanlar diyor ki meditasyon 3 şeye yarıyor.
1. Kendi kendini şifalandırmak. Sinir sistemini dengelemek.
2. Kendini tanımak. Potansiyelinin farkına varmak.
3. Kendisini aşmak.
Son söz, beni çok alıp götüren Prof. Dr. Ayşe Buğra'dan gelsin.
“En güzel direniş kalbi temiz tutmaktır.”