Güzel sözler, özlü sözler, kadim bilgiler, farkındalıklı içerikler. Bende, sende, heryerde. Sosyal medya, kitaplar, diziler, filimler, annen, baban, ninen, nefes ve yaşam koçları ve sohbetler....
Kimini okuyorsun, okuduğunu bir daha okuyorsun. Kimini okumuyor, okumadığını okuyor şimdi anladım diyorsun yada hiç anlamadım.
Sen okudukça daha fazlası geliyor. Kitaplar, eğitimler, insanlar önünde diziliyor. Sen bitiriyorsun, yenisi geliyor, yazılıyor. Bitmek bilmiyor. Ne hızına yetişebiliyoruz, nede deneyimlemeye zaman kalıyor.
Deneyimlemedikçe daha çok bilgi, daha çok özlü söz diye diye dönüp duruyoruz aynı kelimelerle , aynı sözlerle.Deneyimlemek yerine, bir yeni bulmacada kaybolurken belki bir durmak o sığ sular yerine derin denizlere atlamak gerek.
O derin, o soğuk dediğin denize birden atladığında tüm vücudunu soğuk ve derinlik saracak ve alışman beş dakikanı alacak. Beş dakika sonra yüzüyorsun, beş dakika sonra soğukluk tüm bedenini sarmış, sarmalamış ve çok da tanıdık olmuş bedenine. Sadece beş dakika. Deneyimle ♥️
Aynı denize sığdan girmeye çalıştığında, ilk beş dakikada, ayakların, bacakların. Sonraki beş dakikada bedenin. Sonraki beş dakikada bedenin üstü derken belki aman değmez diyerek denizden çıktın bile denemeden. Deneyim bir sonraki 15 dakikalık sabrına, belki de bir dahaki yaza kim bilir senden başka. Deneyimlemedin, belki de bir eğitime, belki de kitap okumaya gittin.
Halbuki her gün derin denizler önümüzde, bizse istiyoruz ki güvenli limanlar, sığ denizler.
Hadi deneyim için yarın doğal nefesimiz ile iskeleden atlayalım, elimizde kitaplar ıslanarak.
Varmısınnn....
Ben varım. En sevdiğim deniz atladığım derin deniz. O birden heryerini saran su, soğukluk paha biçilmez. Bana bunu yaşatan, hissettiren doğal nefesime her daim iyi ki🙏